Enerji verimliliği günümüzde hem ekonomik kalkınmanın hem de sürdürülebilir çevresel politikaların merkezinde yer alan temel bir stratejik araçtır. Dünya nüfusunun hızla artması, ekonomik büyümenin devam etmesi, yükselen yaşam standartları ve elektrikleşme süreçlerinin ivme kazanması enerjiye olan talebi sürekli artırmaktadır. Yapılan çalışmalarda son yıllarda küresel enerji verimliliğindeki ilerlemenin belirgin biçimde yavaşladığı görülmektedir. 2010’lu yıllarda enerji verimliliği yıllık ortalama %2 düzeyinde iyileşirken, 2019 sonrası dönemde bu iyileşme yaklaşık %1,3 seviyesine gerilemiştir. 2025 yılı için beklenen ilerleme ise %1,8 civarındadır. Bu oran, ülkelerin 2030 yılına kadar yıllık yaklaşık %4’lük bir iyileşmeye ulaşma hedefinin oldukça gerisindedir. Bu tablo, enerji verimliliğinin artık geciktirilemeyecek ölçüde kritik bir politika alanı olduğunu göstermektedir.
Orta Doğu uzun yıllardır küresel enerji politikalarının merkezinde yer alan, petrol ve doğalgaz rezervleriyle stratejik bir bölgedir. On yıllar boyunca hidrokarbon ihracatı bölge ekonomilerinin temelini oluşturmuş olsa da son dönemde güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlar hızla artmaktadır. Bu kapsamda enerji çeşitlendirmesi, ekonomik sürdürülebilirlik, teknoloji yatırımları ve bölgesel işbirliği, Orta Doğu'nun enerji geleceğinin belirleyici unsurları olarak öne çıkmaktadır.