Güneş, yalnızca bir saat içinde Dünya’ya öyle bir enerji gönderir ki, bu enerji tüm insanlığın bir yıllık ihtiyacını karşılamaya yeter. Ancak bu enerjinin çok az bir kısmını doğrudan kullanabiliyoruz. Gelişen fotovoltaik ve termal teknolojiler sayesinde bu oran her geçen gün artsa da potansiyelin hâlâ çok gerisindeyiz.
Dinlenme hâlindeki bir insan vücudu yaklaşık 100 watt güç üretir. Bu da ortalama bir ampulü yakacak kadar enerji demektir. Koşarken bu güç 300-400 watt’a kadar çıkabilir. Yani aslında yürürken, nefes alırken bile küçük bir "jeneratör" gibiyiz.
Bugün sanayi ve ulaşımın temel taşı olan petrol, 19. yüzyılda ilk keşfedildiğinde çoğunlukla cilt hastalıklarına sürülerek kullanılıyordu. Hatta “kaya yağı” (rock oil) adıyla satılan petrol, merhem niyetine pazarlanıyordu.
Araştırmalara göre küresel veri merkezleri ve internet altyapısı, dünya elektrik tüketiminin yaklaşık %3’ünü kullanıyor. Bu oran 2030’da %8’e çıkabilir. Yani birkaç video izlemek veya sosyal medyada gezinmek bile dolaylı olarak ciddi enerji tüketimi anlamına geliyor.
Modern rüzgâr türbinlerinin kanat uzunluğu 100 metreyi aşıyor. Bu, çoğu yolcu uçağının kanat açıklığından daha büyük. Böylece daha fazla rüzgâr yakalanıp daha çok elektrik üretilebiliyor.
Yorumlar